Ilık bir sabaha göz açmıştı yaşlı adam, yalnızdı yine her zamanki gibi... Uyanır uyanmaz elini, yüzünü yıkadı. Dışarda esen ılık rüzgarın vuruşuyla titrettiği ağaç yapraklarının hışırtı seslerine tanık oldu. Camı açtı, dışardaki ılık rüzgar birden eve doluverdi. Yaşlı adamın en sevdiği mevsimdi yaz mevsimi.
Dışardaki kavurucu sıcaklığın yanında esen ılık rüzgar, "haydi! dışarı çık" diye çağırıyordu adeta. Fakat yaşlı adamın sıcakta dışarı çıkmasını doktor yasaklamıştı, kalp hastasıydı adamcağız.
Sıyırdığı perdenin ardından seyrediyordu herşeyi. Bir yandan da radyoda söylenen bir şiire kulakları takılıyordu. Şiir aynen şöyleydi:
Adı Yalnızlık
Gölgen gibidir yalnızlık
Gecenin işsizliği karanlığı gibi boş ve soğuk
Sarılırsın ararsın tutamazsın
Yoktur çaresi
Adı yalnızlık
Yazılmıştır bir kere
Yiğit olsan da büker bileği
Cesur olsan da sızlatır yüreği
İçindedir sevgi,
İnsanıntek dileği
Ateşten gömlek misalı
Sevgi sevgi sevgi.
Yaşlı adama yalnızlık çok zor geliyordu...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder